Gri ve Siyah Düzenleme No 1 – James Abbott Whistler

Benim yaptığım Gri ve Siyah Düzenleme No 1

d.1834 – ö.1903

James Abbott Whistler, 11 Temmuz 1834’te Massachusetts’de Lowell’de doğmuş, Anna McNeill Whistler ve George Washington Whistler’ın ilk çocuğu. Babası bir demir yolu mühendisi ve Anna ikinci karısıymış. Babasının işi dolayısıyla 1842’de ABD’den St. Petersburg’a taşınmışlar ve çocukluğu burada geçmiş.

Resme ilgisi olduğunu belli eden genç Whistler özel sanat dersleri almış, ardından on bir yaşında İmparatorluk Sanat Akademisi’ne girmiş. 1847-48’de, akrabalarıyla Londra’da bir süre geçirmiş, babası ise Rusya’da kalmış. Akrabalarından sanatçı ve hekim olan Francis Haden, Whistler’ı koleksiyoncuları ziyaret etmeye ve ders vermeye götürmüş ve ona içinde nasıl kullanılacağına dair talimat kağıdı bulunan bir sulu boya seti vermiş.(Bende yeni aldım şoktan ama hiç içine kullanma talimatı koymamışlar:( bu yüzden sanatım ilerleyemeyecek.)  Whistler daha 15 yaşındayken babasına gelecekteki yönünü yazmış,“ İnşallah sevgili babam, seçimime itiraz etmeyeceksiniz.” Ancak babası, kırk dokuz yaşında koleradan ölmüş ve Whistler ailesi, annesinin Connecticut’taki memleketi Pomfret’e geri dönmüşler. Whistler’ın sanat planları ve geleceği belirsiz kalmış bu dönem.

Annesi Whistler’i, din adamı olacağını umarak Christ Church Hall Okulu’na göndermiş. Ancak, dinde bir kariyerin kendisine uygun olmadığı anlaşılınca, babasının isminin bilindiği ve diğer akrabaların katıldığı West Point’teki Birleşik Devletler Askeri Akademisine başvuruyor. Aşırı göreceliğine ve kötü sağlık geçmişine rağmen, 1851 Temmuz’unda, çok seçici olan kuruma soyadının gücüyle kabul edilmiş. Ancak, orada üç yıl boyunca, ne notları iyi bir öğrenci olmuş ne de kılık kıyafet ve saçlarından şikayet edilmediği bir gün. Whistler otoriteyle pek anlaşamamış, alaycı yorumları ile moral bozmuş. Neyse sonunda West Point’ten kovulmuş. Whistler’ın West Point’teki en büyük başarısı, Amerikalı sanatçı Robert W. Weir’den öğrendiği çizim ve harita yapımı ile ilgili bilgi. ABD kıyılarının tümünü askeri ve denizcilik amaçlı haritalayan ressam olarak çalışıyor. İşi sıkıcı buluyor, haritaların kenarlarında deniz yılanları, deniz kızları ve balinalar çiziyormuş. Buradan da ABD Sahil Anketi’nin baskı bölümüne geçiriyorlar Whistler’ı. Artık bu noktadan sonra Whistler tamamen sanat kariyerine yönlenmeye karar vermiş ve bir kaç parça eski işini zengin bir arkadaş olan Tom Winans’a sattıktan sonra almış bavulunu Paris’e gitmiş. ABD’ye de bir daha dönmemiş.

Whistler’ın şapkalı portresi – Whistler

Paris’te işler hemen yolunda gitmiyor tabi. Borç harç alarak geçiniyor bir süre Whistler. 1858’de Rembrandt’ı hatırlatan koyu renkli ve kalın bir eser olan ilk self potresini, “Whistler’ın Şapkalı Portresi”ni çiziyor. O yılın Whistler için en önemli olayı, Louvre’da tanıştığı Henri Fantin-Latour ile olan dostluğu oluyor. Onun sayesinde Whistler, Carolus-Duran, Alphonse Legros ve Édouard Manet’i içeren Gustave Courbet’in çevresi ile tanışıyor. Ayrıca bu grupta, “modern” sanat konusundaki fikirleri ve teorileri Whistler’ı etkileyen Charles Baudelaire de varmış. 

1861’de, Whistler ilk ünlü eserini ‘Beyaz Senfoni, No. 1: Beyaz Kız’ı boyuyor. Metresi Joanna Hiffernan’ın model olduğu beyaz rengin üstüne basit bir çalışma olarak oluşturuyor; ancak insanlar onu farklı görüyorlar. Eleştirmen Jules-Antoine Castagnary, resmin yeni bir gelinin kaybettiği masumiyetin bir alegorisi olduğunu düşünmüş. Diğerleri, onu Wilkie Collins’in Beyaz Kadını, zamanın popüler bir romanı veya diğer edebi kaynaklarla ilişkilendiriyor. Resimde, Hiffernan sol elinde bir zambak tutar ve yerdeki ayının kafası izleyiciye tehditkar bir şekilde bakar (bazıları tarafından erkeklik ve şehvet ifade ediyormuş, şaşırdık mı?) Resim, muhafazakar Kraliyet Akademisi’nde sergilenmesi reddedilmiş, ancak Beyaz Kadın başlıklı özel bir galeride gösterilmiş.

Whistler ise bu resimle, sanatın, doğal dünyadaki gerçek anlamıyla tasavvuruyla değil, uyum içinde renklerin düzenlenmesiyle ilgilenmesi gerektiği teorisini özetlediğini vurguluyor. Aman efendim hiç öyle olur mu diyorlar, yahu niye olmasın diyor, sürekli böyle bir tartışma.

Beyaz Senfoni, No. 1: Beyaz Kız – Whistler

Londra’ya dönüyor ve Thames Nehri ve Cremorne Bahçelerini boyuyor bir müddet. Thames resimlerinden bazıları, Hiroshige’in Japon baskıları ile kompozisyonsal ve tematik benzerlikler göstermekteymiş. 1870’deki Fransa-Prusya Savaşı nedeniyle pek çok sanatçı, Camille Pissarro ve Monet dahil olmak üzere Whistler’a katılarak İngiltere’ye sığınıyor. Bu ara manzara çizimleri yapıyor, izlenimcilerden etkileniyor ama kendisine izlenimci demiyor.

1871’de Whistler portrelere döndü ve kısa süre sonra en ünlü resmini üretti; Gri ve Siyah Düzenleme No.1’de başlıklı, ancak genellikle Whistler’ın Annesi olarak adlandırılan şu ünlü resim.Halk, çoğunlukla duygusallık ve gösterişli süslemelerin moda olduğu bir dönemde, sadeliği nedeniyle resme olumsuz tepki veriyor. Eleştirmenler resmin sanattan ziyade başarısız bir “deney” olduğunu düşünüyorlarmış. Kraliyet Akademisi bunu reddetmiş, sonra araya adam sokarak falan diretince istemeyerek kabul ediyor- ancak sergide elverişsiz bir yere asmışlar.

Gri ve Siyah Düzenleme No 1 – Whistler

Whistler’ın Annesi, başından beri bugüne kadar devam eden çeşitli yorumlamalara konu oluyor. Bazıları “yaşlı kadınlığın onurlu hissi”, “büyük bir yas duygusu” veya “mükemmel anneliğin sembolü” olarak görüyor; diğerleri onu alay için uygun bir araç olarak kullanıyorlar. Tebrik kartları ve dergilerdeki sonsuz çeşitlilikte ve Donald Duck gibi çizgi film karakterleri tarafından stilize edildi. Resim, nakliye sırasında bir trende bir yangında yanmaktan da kaçmış. Sonunda Fransız hükümeti tarafından satın alınıp, şu anda Paris’teki Musée d’Orsay’da bulunuyor.

Buhran sırasında, resim “milyon dolarlık” bir resim olarak faturalandırılmış ve Chicago Dünya Fuarı’nda büyük bir hit olmuş. Whistler’ın estetik teorilerinden özellikle haberdar olmayan veya bunlarla ilgilenmeyen halk tarafından, dünya çapında evrensel bir annelik simgesi olarak kabul edilmiş. Amerika Birleşik Devletleri, 1934’te resmin adaptasyonunu içeren bir posta pulu bile yayınlamış. New Yorker eleştirmeni Peter Schjeldahl, 2015’te “ABD dışında ikamet eden en önemli Amerikan eseri olmaya devam ettiğini” yazmış.

1870’lerde ve 1880’lerin çoğunda, model metresi Maud Franklin ile yaşadı. 1888 yılında Whistler (Whistler tarafından ‘Beatrix’ veya ‘Trixie’ olarak adlandırılan) Beatrice Godwin ile evlenmiş. Ama bunu gizli saklı yapıp hemen Paris’ten kaçmışlar. (çünkü Maud, Whistler’ı bulursa parçalara ayırır muhtemelen. 10 yıl metresi yapmış kadını sonra gidip başkasıyla evlenmiş.) Evlenmelerinin ilk beş yılı çok mutluymuş, ancak daha sonra Beatrix hastalanıyor ve ölüyor. (Bu sanatçı karıları neden böyle erken yaşta hastalanıp ölüyorlar sürekli?)1881 Ocak’ında, Anna Whistler da ölüyor. Annesinin şerefine, kızlık soyadı olan McNeill’i orta isim olarak kullanmaya başlıyor.

1877’de Japon tarzında yaptığı kimi gece görüntülerini “Nocturnes” adıyla sergiliyor. Her bir resim için 200 gine değer koyunca, eleştirmen Ruskin şöyle yazmış; “Bir züppenin halkın suratına bir çanak boya atmak için 200 güne isteyeceği aklımın ucundan bile geçmezdi.” Bunun üzerine Whistler Ruskin’e hakaret davası açıyor.Ruskin’in avukatı; “Bu resmin konusu nedir?” diye sorduğunda Whistler: “Bu bir gece eseridir ve Cremorne Bahçeleri’ndeki havai fişekleri temsil ediyor.” diye cevap verir. Ruskin’in avukatı hemen “Cremorne Manzarası yani?” diye sıkıştırmaya çalışıyor. Whistler sorunun amacını farkedip; “Eğer Cremorne’nin bir manzarası olsaydı, kesinlikle bakanlara hayal kırıklığı yaratırdı. Bu sanatsal bir düzenleme. Bu yüzden onu gece olarak adlandırıyorum.”Buradan yürüyemeyeceğini anlayan avukat “Bu resmi boyamak ne kadar zamanınızı aldı?” diye soruyor. Whistler “2 gün” deyince “2 günlük emek için 200 gine çok değil mi?” diyorlar. Whistler durur mu yapıştırıyor cevabı; “Ömür boyu çalışma artı 2 gün için 200 gine istiyorum.” 

Nocturnes – Whistler

Whistler hayatta ciddiye alınmaya değer tek şeyin sanatsal duyarlılık olduğunu savunuyor. Sanat konusunda her zaman ciddiymiş yani ve sık sık teorileri tartışmak için kamuoyunu tartışmaya davet etmiş. Paris’de sanatçı kafeleri mi deniyordu onlara, oralarda sık sık Oscar Wilde ile sanat, estetik gibi konularda tatlı bir sürtüşme içindelermiş. Anladığım kadarıyla tatlı sert. İyi arkadaş gibiler ama sürekli birbirlerine laf sokarak dinleyenlerin gönlünü mü eğliyorlar yoksa gerçekten birbirlerine gıcık mı oluyorlar anlayamadım. Ama Whistler, Oscar Wilde’ın eşcinselliği ile açık açık alay etmiş orası kesin. (Bir yandan, bakın ben alay ediyorum kesinlikle öyle eşcinsel falan değilim, imajı yaratmak için de olabilir. Ben şuraya bırakayım da bilemiyoruz tabi :p)

Whistler, kişisel tarzını geliştirmek için, Rembrandt, Velázquez, Japon sanatı ve antik Yunan heykelleri gibi bir çok kaynaktan ilham almış. 500’den fazla eser yapmış. Whistler, “sanat için sanat” felsefesini teşvik eden, yazan ve ders veren, Estetik Hareketi’nin lideriymiş.  İzlenimciler gibi, doğayı da sanatsal bir kaynak olarak kullanan Whistler, sanatçının yükümlülüğünün, gördüğü şeyi yorumlamak ve gerçekliğin kölesi olmamak olduğunu vurgulamış. Resim ve müzik arasında bir paralellik bulmuş ve pek çok resmine “düzenlemeler”, “uyumlar” ismini vermiş ve tonal uyumun önceliğini vurgulamış. Whistler, 1885 yılında “Sanat için sanat” konusundaki inancının önemli bir ifadesi olan ilk kitabı, On Saatlik Dersi’ni yayımlamış. Whistler’a göre sanatçının sorumluluğu topluma değil, kendisineydi ve görevi, etrafını sanat aracılığıyla yorumlamak, gördüklerini çoğaltmamak veya ahlâklandırmamaktı. Ayrıca, “Doğa çok nadir doğrudur.” diyerek doğa, sanatçı tarafından kendi vizyonuyla geliştirilmelidir görüşünü savundu.

Whistler, 1898’de bir sanat okulu kurdu, ancak sağlıksızlığı 1901 yılında kapanmasına yol açtı. 69. doğum gününden altı gün sonra, 17 Temmuz 1903’te Londra’da öldü.

1 Comment

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s